İçin Troia Bellisario, savaş onun yeme bozukluğu beyniyle savaşmak anlamına geliyordu.
Aktris diyor ki onun anoreksiyasından kalın, zihni sürekli olarak kendisini daha fazla kısıtlamaya zorluyordu - ve hala ara sıra bugün ihtiyacı hissediyor.
“Beynimde mantığa meydan okuyan bir kısım var. Bir zamanlar günde 300 kaloriyle yaşamam gerektiğine beni tamamen ikna etti ve bir noktada bana bunun bile çok fazla olduğunu söyledi” diye yazıyor Bellisario. Salı günü Lenny Mektubu.
"Beynimin o kısmı benim hastalığım ve benim üzerimde mutlak otoriteye sahip olduğu bir zaman vardı. Neredeyse beni öldürüyordu ve on yıldır iyileşme sürecinde yaşıyor olsam da, beni bugüne kadar engellemek için hala bir sürü eğlenceli, sinsi yollar bulduğunu görebilirsiniz.”
Bellisario yazıyor o iyileşiyor, etrafındaki insanlar sayesinde.
“Sağlığa dönüş yolumu bulmak zor bir yolculuktu. Zor bir iç gözlem, yoğun tıbbi ve zihinsel bakım, destekleyici bir aile, arkadaşlar ve sabırlı ve sevgi dolu bir partner sayesinde hayatta kaldım, ki bu hayatta kaldım. nadir.”
VİDEO: Troian Bellisario'nun Bekarlığa Veda Villası
Eski Küçük sevimli yalancılar star yazdı, üretti ve yıldızlar yeni film Beslemek, ikiz kardeşinin trajik ölümünden sonra kontrolünü kaybeden ve yeme bozukluğuna sürüklenen bir genç hakkında. Bellisario, kendi kontrol ihtiyacının film için ilham kaynağının bir parçası olduğunu söylüyor.
“Hastalığımın sesi her gün benimle” diyor. “Çoğunlukla onu görmezden gelmeye alışkınım ama o hâlâ orada ve beni zayıflatmak için yeni yollar buluyor. kısmen bu yüzden yazdım Beslemek. O sesi bir hikayeye ve kendimden çıkarmak istedim. Nasıl olduğunu da merak eden bir karakter yaratmak istedim. o yeterli olabilir.”
Ve filmi yaratmak başlı başına terapiydi.
Bellisario, "Yazmak, üretmek ve oyunculuk yapmak, iyileşme sürecinde ömür boyu sürecek bir çalışma olacağını bildiğim hastalığımdan bir derece daha ayrılmama yardımcı oldu" diyor.
İLGİLİ: Shay Mitchell Küçük sevimli yalancılar Oyuncular, Son Sahnede “Bawling” Oldu
“Benimle aynı zorluklarla mücadele eden, onu izleyen birinin, “Ya ben de yeterli olsaydım?” diye düşünmesi en büyük umudum. Bu yüzden toplayabildiğim tüm cesaretle sana veriyorum, onlara yeterince hissettireceğini umarak o kişiye veriyorum."