İngiltere Kraliçesi pek çok kişiye cevap vermek zorunda olmayabilir, ancak yine de hükümdarı geçersiz kılabilecek bir kişi var: annesi. dün akşam yayınlanan bölümde Kraliyet ailesi, Oxford Büyük Düşesi Alexandra ile tanıştırıldık - yani Kraliçe Helena'nın (Elizabeth Hurley) annemi çağırır. Joan Collins'in canlandırdığı düşes, soğuk bir kişiliğe sahip, bol buzla kaplı saraya geliyor.
İlk başta kızı kadar soğukkanlı görünse de, Collins'in karakteri torunları söz konusu olduğunda daha yumuşak bir taraf gösteriyor. Ve düşes -ya da Prenses Eleanor'un sevgiyle adlandırdığı "Hollandalı"- hediyelerle gelse de (Eleanor'a verdiği elmas broş ne kadar harika?), o sizin ortalama büyükannenizden çok uzak. Yani, elbette, Collins'in asil rolüne bakması gerekiyordu. Gösterinin kostüm tasarımcısı Rachel Walsh, “Giymesi için gerçekten muhteşem bir mor seçtik ve sonra elbiseyi o renkte yaptırdık” diyor. Modaya uygun. “Ona gerçekten çok yakıştı ve aynı sahnelerde parlak fuşya pembesi giyen Helena ile hoş bir tezat oluşturuyordu.”
Aslında Collins'in tarzı, E!'deki kostümleri büyük ölçüde etkiledi! şov - özellikle ekrandaki kızınınkiler. “Joan'ın karakterinin tekrar yaptığı gerçek güç pansumanını sevdim hanedan”diyor Hurley'in birçok görünümü için Collins'in 80'lerin tarzından ilham alan Walsh Kraliyet ailesi. "Bu silüetlere ve omuz vatkalarına baktık ve sonra onları gerçekten güçlü renkli katı bloklar kullanarak Helena için çağdaşlaştırdık. Ne zaman bir sahnede olsa, rengi her zaman en güçlü olanıdır.”
En güçlüsü ya da değil, Collins'in kraliyet moru görünümü göze çarpıyordu ve 82 yaşındaki kıdemli aktris onu salladı. Walsh, “Güçlü giyinmenin kraliçesi, bu yüzden kendisine neyin uyacağını biliyor” diyor. “Ona bir çift aldım Jimmy Çu ayakkabılar vardı ve onların içinde ne kadar iyi yürüyebildiğine inanamadım. Hareket etme biçiminde çok zarif - adeta süzülüyor."
Ama bir düşes zarafetiyle bile Collins'in karakteri her zaman o kadar da uygun değil. Bu da bizi bölümdeki favori repliğimize getiriyor: Joan Collins'in "FML" dediğini duymak. Çünkü, gerçekten, bundan daha iyisi olur mu?